SOSYAL MEDYA

Sosyal Medya ve Eleştirisi
Eyyüp Yalçın
1990 yılların ikinci yarısından itibaren dünyada ve dolayısıyla  Türkiye de  yaygın olarak kullanılmaya başlayan ve kendi kullanım biçimine ilişkin  devrimleri yapmakta son hızla ve tereddütsüz ilerleyen bir mecra, internet. İnternet kullanım biçiminde getirdiği yeniliklerle beraber hayatımıza çok da fazla sayılmayacak kadar sürede girdi.
90’lı yılların ikinci yarısından itibaren 14.kbps gibi bir kullanım hızıyla başladığımız internet yolculuğu teknolojinin hızla ilerlemesi ve bilgisayara ulaşımın kolaylasması sonra BBS’ lerin daha sonra da 56K modemlerin geliştirilmesi ve buna bağlı olarak bağlantının hızlanması ile internetin insan hayatındaki yeri daha da arttı. Daha önceleri sadece mühendislik bölümlerinde ki kısıtlı bir kullanıcıya hitap eden internet insan hayatında günlük konuşmalarda söz konusu bile olmaya başladı . “90’lı yılların sonunda popülerliği yakalayan EkşiSözlük yada Zuxxi gibi siteler bunu yarı-sanal hayata dokunabilmelerine borçluydular”(Irak-Yazıcıoğlu,2012:10)Takvim 2000’leri gösterdiğinde ise internet teknolojisinde yine çok büyük devrimler yaşanarak internetin kullanım biçimini kökten değiştirecek ADSL(Bakışımsız Sayısal Abone Hattı) ile tanışıldı. 
        Bu teknolojinin en güzel yanı 56k modemlerde ki gibi internet kullanım ücreti uçuk fiyatlarda gelme ihtimali ortadan kalktı ve yine telefon hattı üzerinden ama telefonun kullanımı engellemeden internet verebilmesi açısından devrim niteliğinde bir teknolojiydi. Buteknolojinin evlere girmesiyle beraber aile içinde internetin kullanımı esnasında meşgul çalan telefon sıkıntısı ortadan kalktı ve yine Türkiye’ de ilk defa insanların 24 saat interneti oldu.Bu yıllarda her ne kadar düşme trendine girmiş olsada internet kullanım ücretleri halen belirli bir gelirin üstüne hitap ediyordu ancak taksitle parça toplayarak bir bilgisayar sahibi olmak mümkündü. Böylece internet cemaati hızla genişliyor  bu mecranın insan hayatında yer aldığı saat hızla artıyordu. Bu gibi gelişmeler internetin sosyal iletişim  kısmını iyice güçlendirdi chat sayfalarının da katkılarıyla sanal cemaati arttırdı. Sanal cemaat ten sanal kimliğe hızla gelişmeye devam eden internet teknolojisi Microsoft Frontpage ve Macromedia Dreamweaver gibi kullanıcıya hitap eden web site editörleri sayesinde  yeni web sitesi türleri ortaya çıktı günümüzde ki forumlar mp3 –video paylaşımı ve indirilmesi hızla arttı.
        2000’ lerin ilk yılları geride kalırken yaşanan teknolojik gelişmeleri sosyal medyaya  dönüştürme çabaları daha da arttı ve kullanıcı interaktivitesini tamamen değiştirecek devrim niteliğindeki bir gelişme yaşandı, Web2.0. Bu teknoloji ile beraber internet kullanıcılarının web üzerindeki varlık nedeni tamamen değişecekti. Aslında sosyal medya dediğimiz kavram  bu noktada gelişti de denebilir .”Sosyal medya  web2.0’ ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla tek yönlü bilgi paylaşımından çift taraflı eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir.”(tr.wikipedia.org,11.04.13)
        Sosyal medyadan sonra hayatımızda çok şey değişmeye başladı. Aslında sosyal medyayla beraber tam bir iletişim(kaynak, araç, hedef ve bir geri bildirimin olduğu)sağlandı. İnternette gördüğümüz bir habere kendi yorumlarımızı katabilir kendi görüşlerimizi başka insanlarla paylaşabilir olduk yani eskiden kaynak yayın organları hedef halk iken sosyal medyayla beraber halk da aynı zamanda kaynak olabilmeye başladı. Sosyal medya beraberinde bir çok yararı ve zararı getirdi.
 Sosyal medyanın yararlarından bazıları ise bu dönemde  büyüyen çocukları için  yeni eğitim şekilleri geliştirildi eğitim duvarlar arasında kalmaktan kurtuldu  insanlar aradığına kolayca ulaşır hale geldi anındalık özelliği sayesinde insanların dünyanın dört bir yanında olanlardan anında haberi olmaya başladı, değişik istihdam alanları ortaya çıktı, dünya küresel bir köy halini aldı istediğin kişi hakkında istediğin bilgiyi(yararı yada zararı tartışılır) kolayca elde edebilir hale geldik. Eskiden bilgiyi elde etmek zor iken şimdi sadece bir klavyenin ucuna kadar taşındı cahillik azaldı dünya ile bir haber olan bir kişi bile 10 dk zamanını ayırdığında bir çok şey hakkında bilgi sahibi olabilmeye başladı. Sosyal medya aynı zamanda insanların sosyalleşme, kaçış, bilgilenme, eğlenme,iletişim, vakit geçirme gibi isteklerine cevap verir. Sosyal medya ortamını sağlayan araçlar sayesinde (Facebook,Twitter vb.) insan etkileşim ihtiyacını  gidererek yalnızlıktan ve bunalımdan uzaklaşır.
        Sosyal medyanın zararlarından bir kısmı ise özel hayat dediğimiz kavramın çiğnenebilir derecede açık olması , kişileri sanal ortamda sosyalleştirirken toplumdan uzaklaştırması bağımlılık hatta hastalık derecesine gelecekkadar bilgisayar başına hapsetmesi, aynı zamanda  anındalık özelliği ve bir çok katılımcısı olması bakımından çıkar çevreleri tarafından kötüye kullanılabilir bir ortamı olması ne kadar kötü yada iyi  olduğu tartışılabilir bir olay olan Arap Baharı  twitter üzerinden gerçekleşmesi bu korkumuzu artıracak bir etkendir kişilerin twitter , facebook, forumlar, sözlükler vb. üzerinden galeyana getirebilme ihtimali bile sosyal medyanın olumsuz yönlerini hafife almamız gerektiğini her defasında bize hatırlatmaktadır.Günümüzde şuanda “TC” olayında yaşandığı gibi insanlar sosyal medya etkisi ile çok çabuk galeyana gelebiliyor, neden Türkiye de Arap Baharına benzer bir olay yaşanmasın? Hiçbir garantimiz yok buda sosyal medyanın tehlikesini gözler önüne açık olarak seriyor.

        Sosyal medya içerisinde her görüşten insanı yada insanları barındıran yararı olduğu kadar zararı da olan bir mecra, sosyal medyayı kullanırken, çocuklarımıza kullandırırken dikkatli olmalı yanlış bilgilenme veya medya doğru kullanmama  ihtimaline karşı “medya okuryazarlığı” konusunda insanlarımızı ve başta insanların devamı olacak bu olayın içine doğmuş çocuklarımızı bu yararlı ve bir o kadar da tehlikeli mecra hakkında bilgilendirmemiz gerekiyor

  Kaynakça
Türkiye ve Sosyal Medya(Irak-Yazıcıoğlu;2012:10)
tr.wikipedia.org,11.04.13 
Devamını Okumak İçin »

Ak Sakallı Dede



 Yaş 35; yolun yarısı da olsa, bu güne kadar bir kare bile fotoğraf çektiğim olmadı, hiç mi hiç merakım olmadı fotoğrafa. Çekenlerin birinden makinesini isteyip onunla bile hiç fotoğraf çekmedim, hep poz vermekle yetindim.

Geçen gece rüyama, sol taraftan ak sakallı bir dede girdi. "Oğlum" dedi, "eline makinesini alan fotoğraf çekiyor, senin onlardan eksiğin ne? Ben sende ışık görüyorum, fotoğraf da ışıkla çekilir, sen beni dinle, şimdi ben sana bir el vereceğim, sabah sen uyanır uyanmaz, içinde fotoğrafçılığa karşı büyük bir merak da seninle beraber uyanacak. Fotoğraf bilgin yok biliyorum, ama şimdi bilgiyi boş ver, acilen bir makine al, çeke çeke öğrenirsin, kimler öğrenmedi ki."

Sabah kalktığımda, fotoğrafa bir merak, bir merak vardı ki içimde hiç sormayın. Ak sakallı dede, sonunda yapacağını yapmıştı.

İyi de, fotoğraf çekmek için bir makine almalıyım, bu konuda hiç bilgim yok, en iyisi ben çok bilen birilerine sorayım. Hımm, şu foruma bir konu da ben patlatayım, bakalım ne cevaplar gelecek? Konu başlığı da "Bir fotoğraf makinesi alacağım siz ne dersiniz?" olsun, "Yardım, mardım" dersem kilitlerler yine konuyu. Gerçi daha önce aynı konuda açılan yüzlerce başlık vardır ama şimdi onları kim okuyacak? Benim durumum özel ve tabi ki acil. Kaç kişinin rüyasına ak sakallı dede girip de fotoğrafçılık merakı aşılamış ki?

Foruma sordum ve sonunda hangi model daha çok oy aldıysa ben de ona karar verdim. Bütçemi zar zor denkleştirdim. Neyse uzatmayayım, gittim girdim bir dükkana, bastım parayı, aldım kit lensli de-se-le-reyi. Satıcı da sağolsun bir konuşkandı ki.

- Çok isabetli bir karar vermişsiniz.
- E tabi anlarım az çok bu işlerden.
- Belli, belli.

- En son teknoloji bu, değil mi?
- Evet, en son teknoloji, şu anda üstüne yok.
- Ne zaman olur?
- Bir hafta alır.
- Bir hafta mı?
- Tabi, bunlar haftalık dergilerden daha sık çıkıyorlar.
- Ben haftaya gelsem?
- Ondan bir hafta sonra da bir yenisi daha çıkar.
- Hımm, beklemenin sonu yok diyorsunuz yani.
- Bence de bekleyip ak sakallı dedeyi kızdırmayın.
- Siz o konuyu nereden biliyorsunuz ki?
- Yazının başında yazmıştınız ya.
- Hııı, doğru ya.

- UV filtre de alacak mısınız?
- Almalı mıyım?
- Tabi.
- Ne kadar?
- Kalitesine göre değişir.
- Peki ne işe yarar bu filtre?
- O kadar para verip aldığınız lensinizi korumak istemiyor musunuz yoksa siz?
- Neden korumak gerekiyor?
- Dış etkenlerden.
- Mesela?
- Mesela, bir arkadaşınız makinenizi gördü çok beğendi, "Tüh maşallah! Ne kadar güzel makine almışsın" derken, tükürüğü lensinizin ön camına yapışabilir. Sonra, "fotoğraflarımdaki bu lekeler nedir, nedir?" diye sorup durursunuz forumlarda.
- Hııı, tamam o zaman, UV de alalım.
- Kalitelisi mi olsun kalitesizi mi?
- E almışken kaliteli olsun, "Kalitesiz UV Kullanmayın" diye bir konu gözüme ilişmişti forumlarda, söz dinleyeyim bari.

- Polarize filtre ister miydiniz?
- İstemeli miyim?
- Polarizesiz olmaz, her fotoğrafçının en az bir polarizesi olmalı, kurallar böyle.
- Neyse, onu da alalım bari. (Ben sonra forumda sorup öğrenirim ne işe yaradığını, şimdi bunu da sorup bu işten anlamadığımı belli etmeyeyim.)

- Tripod?
- Ne pod? (ipod mu satmak istiyor acaba yanında?)
- Tripod, yani üçayak.
- (Bu da ne ayak yahu?)
- Gece fotoğraf çekecek misiniz?
- Tabi, gece-gündüz devamlı çekeceğim, çok meraklıyım ben fotoğraf çekmeye. (Kısa bir süredir)
- O zaman tripod şart.
- Peki onu da aldık.

- Yedek pil ister miydiniz?
- Neden, çok çabuk mu biter bunun kendi pili?
- Valla hiç belli olmaz ama genellikle çekimin en heyecanlı yerinde biter bunlar.
- Yok, ben çok çekerim, o zaman bir de yedek pil alalım.

- Hafıza kartı olarak ne verelim? Hızlısı var, yavaşı var, orjinali var, sahtesi var, kapasitesi az olanı var, çok olanı var.
- En hızlısını verin, ben çok hızlı fotoğraf çekerim. Hatta öyle hızlı olsun ki, makinemin yazma hızı bile o hıza ulaşamasın. (Battı balık, yan gider, bari kartımız hızlı olsun.)

- LCD koruma ister misiniz?
- Ayrıyeten mi satılıyor o?
- Bu modelde öyle.
- Almazsak n’olur?
- LCD çizilebilir, korumak lazım.
- Tamam onu da alayım. (Makineyi ve lensi korumaktan fotoğraf çekmeye nasıl vakit bulacağım ben acaba?)


- Çanta olarak nasıl bir şey düşünürsünüz?
- Verin işte uygun bir tane de çanta. (Tabi bu kadar mal aldık, bunları taşımak için de bir çanta gerekiyor sanırım, düşünceli adam.)
- Uygunundan almayın bence.
- Neden?
- İleride başka lensler falan alırsınız sonra sığmaz, değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Bir, hatta iki büyüğünden alın.

- "İleride başka lensler alırsınız" derken?
- Başka lens almayacak mısınız?
- Alacak mıyım? (Ne bileyim yahu, amma da çok soruyor bu adam, sorular da gittikçe zorlaşıyor.)
- Tabi size bağlı, ama bence alacaksınız.
- Tabi siz daha iyi bilirsiniz.
- Ne tür fotoğraflar çekersiniz?
- (Bir çekmeye başlasam ben de bileceğim ama) Benim belirli bir türüm yok, her türden çekerim. Yani, türler arasında pek seçici değilimdir. Mesela ben bu makineyle ayı da çekmek isterim, kuş da çekmek isterim, sineğin gözünü de.
- (Dediği kadar varmış, adam her türden çekiyor.) Bu lens ile bunların hepsini çekemezsiniz.
- Neden? (İş iyice çığrından çıktı artık, ne diyor bu adam? O kadar para verdik yahu, hala onu çekemezsin, bunu çekemezsin diyor. Acemi mi sandı beni yoksa?)
- Makro çekmek için makro lens almalısınız, uzakları çekmek için tele lens almalısınız.
- Bu aldığımız lens makro çekmez mi?
- Yani, çeker çekmesine de 1:1 çekmez.
- (1:1 ? Aklımda olsun, forumda sorulacak bu 1:1 konusu.)
- Uzakları yakına getirmez mi peki?
- Siz ne kadar uzağı ne kadar yakına getirmeyi düşünmüştünüz?
- Ne bileyim, getirmişken ... 1 kilometreyi 1 metreye getirsin bari, e o kadarını da yapsın artık.
- Siz en iyisi o bir kilometreye arabayla gidip çekimi orada yapıp dönün.
- Getirmez diyorsunuz yani.
- Getirmez diyorum.
- Getiren lens var mı peki?
- Var tabi ama onun fiyatı önce sizin ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirir, sonra uzakları yakına getirir.
- Kuş da mı çekemeyeceğim?
- Kuşuna bağlı, kuş uçmuyorsa veya ölüyse belki.

- Hımm peki, teşekkür ederim ilginize, ben şimdi eve gideyim, vakit de geç oldu, bu gece yatıp bir uyuyayım, belki ak sakallı dede bu gece de rüyama girer de, kendisine söyleyecek bir iki lafım olacak... "(
http://forum.netfotograf.com/dslr/ak-sakalli-dede-39698-1.html,06.07.13)

Devamını Okumak İçin »